YAŞAM KAYNAĞIMIZ SANAT

Uluslar hızla, bilim, sanat, teknoloji vd. alanlarda gelişmişlik düzeylerini arttırarak, 21. yüzyılın gereklerinin bilinciyle eğitim ve öğretimlerini planlamaktadırlar. Dolayısıyla bu durum, herhangi bir ulus için hayati derecede önemli ve zorunlu hale gelmiştir. Garbın çoğunlukla kullandığı bir düşünce olan "Üçüncü Dünya Ülkeleri" kavramı, yalnızca ekonomik alandaki az gelişmişlikten ya da siyasal bir ayrışmadan kaynaklı bir durum değildir. Nitekim söz konusu ülkelerin yaşadığı ikilem, daha çok, hayatın algılanmasına yönelik bir durumun, kendi içerisinde yeni sorunlara bölünerek bireyden topluma, oradan da bir ulusun kaderini belirleyen üst yapının biçimlenmesinde somut hale gelmektedir. Dikkat çekmek isterim ki eğitim ve öğretimin öznesi insandır, bu nedenle: eleştirel düşünebilen, çağdaş, entelektüel bir bilgi/kültür birikimine sahip, hak ve özgürlüklerinin farkında olan bireyler yetiştirmek için sanat eğitim/öğretimi temel alınarak fikir ve düşünsel dünyamızı inşa etmeliyiz.

Dünyada bilim ile teknoloji, hızla gelişerek toplumların yapısını ve hedeflerini hızla değiştirmektedir. Toplumsal kurumlar bu değişmelere ayak uydurabilmek için kendi bünyelerinde düzenlemelere gitmesi de kaçınılmazdır. Söz konusu düzenlemelerden biri de görsel sanatlar öğretmenlerinin bu devinim içerisindeki yeri ve önemidir. Bu gelişmelere paralel olarak hem eğitimin genel amaçlarında hem de resim öğretmenlerinin sosyal rol model anlayışlarında değişmeler olmaktadır.

Sanat, hem insanın yaratıcı yönünü biçimlendirir, hem de onun toplumsal varlığının bir parçasını oluşturur. Bu nedenle sanatçılar her dönemde kimi zaman toplumda kimsenin söylemeye cesaret edemediklerini söylemiş, kimi zaman kitleleri provoke etmiş, kimi zaman da toplumu eğitici rol üstlenmişlerdir. Buna karşın devletler de her dönemde kimi zaman sanatı kendi lehlerinde kullanmışlar, kimi zaman da sınırlamışlardır. Ancak yine de sanat özgürlüğü bir insan hakkı olarak anayasalarda tanınmıştır. Sanat özgürlüğünün, sanatın anlamı ve işlevi gereği sınırsız bir özgürlük olması gerekmektedir. Sanat özgürlüğünün tek sınırı başkalarının kişilik hakları ile insan onuru olmalıdır. Ancak bu durumda dahi, somut olaya özgü olarak karar verilmelidir.

Bir uygarlığın gelişip boy vermesi için sadece Pozitif bilimlerine ihtiyaç duyulmaz, sosyal bilimlere yani sanata, edebiyata, felsefeye de ihtiyaç duyulur. Modern dünyalarını inşa eden sosyal toplumların ilerleme ve gelişmelerinin, uygarlaşmanın gerekliliği sanattan geçmektedir. Birbirini tamamlayan bu iki farklı disiplinler ancak kendilerine önem verebilen toplumlarda gelişmeye ön ayak olabilir. Sanatsız bir toplum düşünsel dünyamızda asla var olamaz. Sanat toplumun kendi içerisinde barındırdığı etki ve tepkilerin estetik bir tarzda dışa yansımasıdır. Bu estetik boyut insana İstemli ve İstemsiz haz ve coşku verir, yeni bakış açıları kazandırır, tek doğrulardan uzaklaştırır, önyargı ve bağnazlığı yok eder, insanı insan gibi davranmaya götürür. Dimağımızı aydınlatır, yürekleri duyarlı hale getirir. İnsan yalnız düşündüğü için değil, paylaştığı için insandır. Paylaşmak yürek işidir. Sanat, insanın yüreği ile düşünmesini, duymasını ve anlamasını sağlar. Hatay İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak Antakya-Defne-İskenderun ilçelerinde görev yapan tüm resim öğretmenleri; Düşlerden Gerçeğe Öğretmen Sergimizde resim sanatının hem eğitimde hem de toplumsal yaşantımızın içerisinde nasıl hayati bir öneme sahip olduğuna dikkat çekmek isteyerek bu yolda 25-26-27 Mayıs'ta Primemall'da gerçekleştirdiğimiz sergimizde Sayın İl Milli Eğitim Müdürümüz Mesut ÇERKO, Antakya Belediye Başkan Yardımcımız Sayın Alev SEÇMEN, Antakya İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Ahmet TECİMEN, Defne İlçe Milli Eğitim Müdürü Kemal GÜLİSTAN, İskenderun İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali HAYTAZ, İl ve İlçe şube müdürlerimiz, 59 resim öğretmenimiz 103 eser ve sanatseverlerin katılımıyla sergimiz gerçekleştirdik. 2023 Yılında Düşlerden Gerçeğe Öğretmen Resim Sergimizde yeniden buluşmak dileğiyle...